Mimik kaslarının sürekli çalışması, çevresel etmenler, yerçekimi ve sigara kullanımı zamanla cildin hyaluronik asit üretimi azalır. Sonuç olarak cilt canlılığını ve elastikiyetini kaybeder. Kollajen ve elastin liflerindeki bozulma ve çökmelerin giderilmesi amacıyla cilt altına dolgu malzemeleri enjekte edilerek cilt desteklenir. Kırışıklık ve yaşlanma çizgilerini yok etmenin dışında dudak ve yüz biçimlendirmede de etkilidir.

Yaşlanmanın bir göstergesi de kırışıklar ve sarkmalar olduğundan bunları yok etmeye yönelik dolgu uygulamaları 100 yıldır kullanılmaktadır. İlk olarak 1900 yılların başlarında yağ transferi dolgu amacıyla kullanılmıştır. Günümüzde ise hyaluronik asit en sık kullanılan dolgu maddesidir. Hacminin 1000 katı kadar su bağlama kapasitesi vardır.

Dolgu uygulamaları; uygulama kolaylığı, uygulama sonrasında sosyal ve iş yaşamından uzak kalınmaması, doğal bir ürün olduğundan allerjik olmaması ile son yıllarda popülaritesi giderek artmaktadır.

Son yıllarda üretilen yeni hyaluronik asit preparatlar komplikasyon oranı düşük olduğundan ve komplikasyon oluştuğu durumlarda hyaluronidaz kullanımı ile tedavi edilebildiğinden en uygun dolgu maddesidir. Hyaluronidaz kullanımı hem hastayı hem de doktoru güvende tutar.

BURUN DOLGUSU

  •     Burun eğrilikleri kısmen veya tamamen giderilerek, burun sırtı  düzleştirilebilir
  •         Burun ucu kaldırılabilir
  •         Burun estetiği ameliyatı sonucu oluşan problemler giderilebilir
  •         Burun asimetrileri düzeltilebilir

YANAK DOLGUSU

  •       Yüzün en önemli bölümünü yanaklar ve elmacık kemiği oluşturur.
  •    Yaşla beraber yanaklarda belirgin bir hacim kaybı olur bu durum yorgun görünmemize neden olur
  •        Bazı insanlarda, ise yanak gereğinden fazla çökük ve düz olur
  •  Yanak bölgesine hacim kazandırmak için uygulanabilir

DUDAK DOLGUSU

  • Dudak volümü dışında dudağın konturları, projeksiyonu, alt ve üst dudağı oluşturan kompanentlerin birbiri arasındaki ilişkinin sağlanması
  • Öncelikle dudak dolgu uygulamaları hasta istekleri ile yapılmakta. Bu nedenle hastanın dudakları için dolguya ihtiyacı olup olmadığına yönlendirilmeden karar vermelidir.
  • Yaşa bağlı dudak hacmi kaybının olması,
  • Dudak çizgisinde sınır düzleşmesi,
  • Kupük yay belirginliği azalması,
  • Üst dudakta statik ve dinamik kırışıklıklar